Klasik mahalle kültürü ile büyüdüm. Çocukluk arkadaş çevrem çoktu. Hala görüşürüm bazıları ile. Hep top peşinde koştum mahallede. Çok merakım vardı. Mahallede oynamak bir kenara hep klüplerde oynamak isterdim. Sonra bir gün Pendikspor nasip oldu orada koşturdum. Oradan Altınordu'ya gitmiştim. Ardından ailem bir meslek sahibi olmam için sürekli bana tavsiyeler veriyordu.
Bir yandan bilgisayarım olmadı 17 yaşıma kadar. Hep internet cafelere gider param olmadığı için oynayanları izlerdim. Münir amca vardı cafede o hiç unutmam sigara içerdi. Paketi bitince beni gönderirdi sigara aldırmaya, yarım saat açardı oynamam için. Silkroad çok popülerdi. 15 dakikasını oyuna girmek için harcardım adeta
Malum Lise 1'de de devam etti bu hevesim. Hep cafelere giderdik arkadaşlarla. Okulu astığım zamanlar çok oldu. Arkadaşlar "hadi gidelim" deyince sen durmak istemiyorsun haliyle. Hele Salı günleri giderdik bazen, check olurdu oyunda. Cafeye girince 5 saat açtırırdık. Yanına da bir tost. O tostun tadı hala damağımda
Para kazanmak için ufak ufak kendi ticaretimi yapardım

mesela aylık akbil yükletirdi babam. İETT'de "akbili olan var mı?" diye sorarlardı. Bende gider basardım parasını alır Salı gününe saklardım. Sonra gider oynardık akşama kadar
Lise bittikten sonra Üniversite'ye Düzce'ye gitmiştim. Orada da kovaladım ama işlerin kolay olmadığını anlayınca yaşım 21 olmuştu. Bıraktım sonra. Okul bitti derken teknolojiye çok merakım vardı. Teknoloji üreten, montaj yapan firma ve elektronik pano firmalarında çalıştım.
Üniversite bittikten sonra malum iş güç devam etti